Sayfalar

8 Ağustos 2010 Pazar

Kutsal Kumanda

Geçen günlerde tuhaf bir rüya gördüm.Oldukça tuhaf bir rüya hem de.O gecenin öncesinde annemle birlikte televizyon tamircisine gitmiştik.Çesit çesit  televizyonlar gövdeleri çikmis bir şekilde onarılmayı bekliyorlardı.Sanırım bu rüyayı görmem onun etkisindendir.                                                                                                
   Ben bir televizyon avcısıyım. Çocuklar gelip yardım istiyorlar benden.Sihirli kumandamla kötü programları yok etmemi istiyorlar.Tabi dayanamıyorum isteklerine,alıp kumandamı koşuyorum savaşmaya kötülerle.Gereksiz programları çikariyorum teker teker sihirli kutunun içinden.Kumandamı ilk değdirdiğim diziler.Çok zor olacak bu ,rakibim çok güçlü çünkü.Karakterler üzerime gelmeye başlıyorlar.Bakıyorum bunların çogu zengin,fakir çok az içlerinde.Hepsi villalarda oturuyor,lüks arabalara biniyorlar.Evet ama bizim ülke böyle değil ki,sanki herkes zengin ,herkes konaklarda oturup gece alemlere gidiyor.Önce bunları yok ediyorum.Arkadan sürekli ağlayan gündemden rant elde etmek isteyen duygu sömürücüleri çikiyor.Sahte gözyaşlarıyla boğmak istiyorlar beni ama izin vermiyorum onlara.İnsanların duygularıyla oynamanın bedelini ödetiyorum.Sms yağmuruna tutuyorum onları.Kutsal kumandamla  uçuruyorum .                                                                                                                           
    En sona ise en beterleri, en korkunçları saklanmış.Televizyonda uyguladıkları şiddeti  üzerimde de kullanmak istiyorlar.Silahlar ağır küfürlü sözler.İzin vermem veremem.Geçit yok sizlere.Kumandamı değdirip sonlandırıyorum olayı.içlerinde gerçekten sağlam ve kaliteli olan birkaç tanesi kalıyor.                                                                                                                                                               
  Şimdi sıra yarışmalarda.Ellerinden yalandan yapılmış mumlarla çikiyorlar karşima.Beni kandıramazsınız diyorum.Hepsi bir oluyor o sırada.Jüri üyeleri sözleriyle öldürmeye çalisiyor beni.Mavi kutular ise bankacıdan aldıkları talimatla paradan yapılmış oklar fırlatıyorlar sırtıma.Kutsal kumanda giriyor devreye.Kutuların rengini maviden beyaza çeviriyor hemen.Zavallı bilgi yarışmaları ise olanları köşeden izliyorlar.Ellerinden bir şey gelmiyor ki ne yapsınlar.Yalandan ve şaşaadan örülmüs duvarlar önlerini tıkıyor,değer verilmiyor onlara.Birden magazin programları mikrofon uzatıyorlar.Önümü göremiyorum sorularından .Kutsal kumanda son bir hamleyle yok ediyor onları da.Son bir engel daha ,futbol programları çikiyor karşima.Gereksiz yorumcular sarıyor etrafımı.Yaptığımın  ofsayt mı yoksa kırmızı kart mı olduğunu tartışıyorlar.Çekistiriyorlar ben etlerimi lime lime etmeye çalisiyorlar.                                                                                                                                                               
  Ama güç bende kumandamla onları yeşil sahalara değil kurtarılması gereken yeşil ormanlara yolluyorum.Sanırım kurtuldum tüm bu kötü programlardan.                                                                                                            
    Kutsal kumandayı alıp çocuklari yanına gidiyorum müjdeyi vermek üzere.Kutsal kumandayı çocuklara teslim ediyorum bir daha kaybetmeyin diye de ögütlüyorum onları.Sonra arkamdan haber programları saldırıyor birden.                                                                                                                                                                    
    O anda nefes nefese uyandım.Yan odaya geçip kumandamı buldum.Çok şükür buradaydı,elimde. Televizyonu açtım.Fakat her şey eskisi gibiydi, hiçbir farklılık yoktu.                                                                                                       
     Uzaktan kumandamı camdan atıp, tekrar yatağıma döndüm.Korkusuz bir televizyon avcısı olmaya…



PS:Bu yazım ''Yordam'' dergisinin ilk sayısında yayımlanmıştır.

Yazıyı yazdığım vakit henüz 16 yaşında falandım,bayağı etkilenmişim herhalde Türk televizyonlarının bu tuhaf hallerinden. :)


2 yorum:

hülya dedi ki...

ne yazıkki Türk televizyonları hala öyle

Adsız dedi ki...

cok tesekkurler ilginc