Sayfalar

8 Ağustos 2010 Pazar

Yoğunlaştırılmış Aşk Hikayeleri



                                                                 






Bahar gelmiş,börtü böcek cıvıl cıvıl hatta kımıl kımıl.İnsancıklar aşk ateşiyle yanıp tutuşmuş.Kimisi sevdiceklerinin elinden tutmuş otta bayırda koşmakta ötekisi henüz sahip olamadığından mütevellit fıldır fıldır aranmakta.

Klişelerden fazlasıyla yana bünyelerimiz.Bahar geldi ya illa aşk eylemeli bünyeleri,öpüşerek sevişerek alevlendirmeli badileri.
Hayal dünyası tabi bunlar.Kaçımız nail olabildik doğru düzgün bu aşk hikayelerine peki? Olanlara değil tabi lafım yanlış anlaşılmasın.Tanrının huzurunda herkes mutlu mesut yaşasın eyvallah.

Şimdi bir kendime bakıyorum bir de etrafa.Ah ne güzel bu aşk insancıkları baharın gelişiyle coşturmuşlar ruhlarını.Ya ben evet peki ya ben ? Pehh salmışım bünyeyi,koy ne gelirse sepete cinsinden,sürmenaj olma pahasına sarılmışım dizilerime filmlerime.Deliye çıkmış adım türlü semalarda.Çılgıncasına bağlı olduğum hatta evet hatta hastalıklı derecede takıntılı olduğum Christianlarımla bozmuşum kafayı.Christianlarım evet ‘’ım’’ ekinden anlamışsınızdır ki birden fazla var bunlardan.Troy ve Kane olmak üzere 

Bir takım sesler yükselmekte çevremden hafif serzeniş boyutlarında.

-Eee hadi be kızım sende iyicene Rahibe Teresaya bağladın bu aralar.Çıkta şu dizi dünyasından çevrene bakın azıcık !

Cıks öle olmayacaksa olmasın,istemiyorum ben.

-Nerden bulcaksın ki öylesini. Bi kere o kadar yakışıklısını bizim ülkede zor bulursun keh keh keh.

Vardır belki nerden biliyosun,olmadı Holivuda gidicem zati ben.

-Bi de öle aşık olmuyolar ki hiç,yalan hepsi onların.Kandırıyolar.

Ben inanıyorum denk gelicek bi gün ölesi,pes etmek yok.

Al işte ! Bu yaşlarda bünyesinin deli deli üstüne fokur fokur kaynaması gereken,ergenliği aşmış,kadınlardaki sonsuz yaş olan 30 a az buçuk merdiven dayamış şahsı düşürdükleri hale bak.Bahar diyoruz,aşk diyoruz,alev diyoruz ama bizi bu diziler ve filmler bitirdi be kardeşim.

Sonsuz aşk arıyoruz bi kere,delicesine yaşanacak.Umulmadık hayallere kapılıyoruz.Hele birde Holivud ve bilimum cismi sektörlerin gözümüze gözümüze soktuğu, esas erkek bir yunan tanrısı kadar yakışıklı olmalıdır tezine diyecek laf bulamıyorum.Eee alıştırdın gözümü mükemmele şimdi standart tipli bir adam bile gözüme maymun gibi görünüyor.

Bakıyorum dizilerdeki aşklara nasıl da güzel ve çılgıncasına yaşanıyor.Losttan Desmond ve Penny çiftini ele alalım en başta.Desmond sevdiceği Penny için ıssız,kafir dolu adalara bile düşmüş.Yolda görse suratına tükürmeyeceği şerefsiz heriflere brada demek zorunda kalmış bir adam.Zaman atlayıp biricik Pennysine kavuşmak için türlü türlü buhranlar yaşamış bir adam.E gelde şimdi böylesini arama.(Her ne kadar Desmond yunan tanrısı esas oğlan profiline tam olarak girmese de o mükemmel aksanı bile yeter diyor konuyu açtığım gibi kapatıyorum.)Penny de malum Des’ine kavuşmak için her şeyi yaptı hakkını yemeyelim.

True Blood dan Sookie ve Bill aşkı.Yakışıklı ve asil vampirimiz Bill o ayrık dişli sempatiklikten zerre kadar pay alamamış Sookie kişisine nasıl da aşık.Kendinden yaş,güç ve boyut olarak kat be kat güçlü Viking vampirlere bile kafa tutmuş bir adam.Sevdiceğini diğer vampirlerin şerrinden korumak için bünyesini siper etmiş bir adam.Daha doğrusu vampir.Üstüne birde inanılmaz yakışıklı.İstemez misiniz sizde böylesini söyleyin aa aşk böcüğü arkadaşlar?

Glee cephesinde durum daha masum.Geçgin Justin Timberlake tipli hocamız Will nasıl da alttan alttan bakıyor temizlik hastası çilek yüzlü Emmasına.Uğruna karısını terk etti,koşuverdi öğrencilerinin baladı eşliğinde kollarına.

Efsane kişi Spartacus e ne demeli peki.Sura sı,karısı için nelere katlanmadı ki ar damarı çatlamış zamanın Romasında.Kan göllerinde yeniden doğdu,yer altı dövüşlerinde hayvancasına dövüştü,Ölümün Gölgesini devirip yağmuru yağdıran adam oldu.Hepsi onun içindi hayatta bağlandığı en güçlü şey,aşkı için !

Gene Spartacus semalarından aslan yürekli,keskin kılıçlı Crixus da aşkı Naevia için sahibesinin koynuna girdi.(Ooo bu da cezamıymış demeyin,adam istemeye istemeye yattı işte bu da bir şey.)

Bir Dexter yaşardı Miaminin arka sokaklarında.Geceleri adam kesen,gündüzleri suçlu yakalayan.Ama o bile ‘’Dark Passenger’’yla savaştı aşkı Rita için.Onları korumak için pek çok şey yaptı duygusuz ama duygulu haliyle.

How I Met Your Mother da yıllardır Ted’in hayatının aşkını aramasını izliyoruz.Daha tanımadığı aşkı,çocuklarının anası için bile şaklabanlıklar yaptı kendisi malumunuz ama zerre gocunmadı.

Ya evrenin en şukela Herosu Hiroya ne demeli.Charliesini bulmak uğruna kanser oldu be adam.Şantajlara boyun eğip ‘’Butterfly Men’’ lere bulaştı.Zamanın içinde kayboldu aldırmadan hiçbir şeye.

United States of Tara’nın Max’i gibi evliya sabrına sahip üstüne o kadar çekici olmayı başaran kaç tane adam bulabilirsiniz etrafınızda.Kişilik üstüne kişilik değiştiren karısına onca şeye rağmen bir kere kötü davranmamıştır.Aksine ona en olmadık aşk komplimanlarıyla deva olmaya çalışmıştır.

Mad Men deki Don Draper ile Betty Draper aşkına değinmeden geçemiyorum.Birbirlerini aldatsalar bile dönüp dolaşıp gelecekleri yer hep yanı başları oluyor.

Sadece normal dizilerde değil çizgi hallerinde de durum böyle.Bakın Homer ve Maggie aşkına 20 yıldır aynı coşku ve şehvetle ayakta kalabilmiş sayılı aşklardan.

South Park sakinlerinden Stan ve Wendy aşkına ne demeli peki.Her gördüğünde aşkını ilk gün ki gibi heyecanlanıyor,kusmasına engel olamıyor Stan.

Şimdi bunca şeyden sonra biz nasıl normal aşk arayalım aa dostlar. (Hani zaten habire söyleyip duruyoruz nerde reelde,bu dizilerde f ilmlerde gördüğümüz yakışıklılar diye orası ayrı.)

Bahar,börtü böcek klişesiyle kandırılabilir miyiz sizce ? Demez miyiz hani nerde bizim böyle aşklarımız diye ?

Hiç yorum yok: